ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI

Zina nedeniyle boşanma davası, Türk Medeni Kanunu (TMK) md. 161 ve devamında düzenlenmiştir. İlgili düzenlemede, eşlerden birinin zina etmesi durumunda diğer eşin boşanma davası açabileceği ifade edilmiştir. Aşağıda, zina nedeniyle boşanma davası, zina nedeniyle boşanma davası şartları, zina nedeniyle boşanma davasında ispat, zina nedeniyle boşanma davası süresi gibi hususlar mevzuat ve mahkeme kararları doğrultusunda incelenecektir. Zina nedeniyle boşanma davası için aile hukukuna hâkim avukatlardan destek alınması hak kayıplarını önleyecektir.

BOŞANMA SEBEBI OLARAK ZİNA

Zina, evli bir kişinin eşi dışında karşı cinsten biriyle cinsel ilişkiye girmesidir. Zinayı yapan eş, evlilik birliğinin yükümlülüklerden biri olan sadakat yükümlülüğünü ihlal eder. Bu durumla karşı karşıya kalan eşe ise TMK md. 161 ve devamı kapsamında zina nedeniyle boşanma davası açma hakkı tanınmıştır.

ZİNAYLA İHLAL EDİLEN SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ NEDİR?

Zina eden eş, eşine karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal eder. Sadakat yükümlülüğü ise evlilik birliği içerisinde eşlerin birbirine karşı güven sarsıcı ve şüphe uyandıran davranışlardan kaçınmaları ile evlilik süresince birbirine karşı güven ve inançlarını korumaları olarak tanımlanabilir. Eşlerin evlilikleri süresince sadakat yükümlülüğüne uygun hareket etmeleri gerekir. Boşanma davasının açılmış olması veya ayrılık kararı verilmiş olması eşlere sadakat yükümlülüğüne aykırı davranma hakkı vermez. Buna aykırı davranılması durumunda eşlerden birisi zina nedeniyle boşanma davası açabilir.

 “Türk Medeni Kanunu’nun 185/3. maddesi ile eşlere birbirlerine karşı sadakat yükümlülüğü getirilmiştir. Boşanma davasının açılması bu yükümü kaldırmayacağı gibi taraflar evli oldukları sürece bu yükümlülüğü yerine getirmek zorundadır. Boşanma davası açılmakla ayrı yaşama hakkının elde edilmiş olması da sadakat yükümünü kaldıracak bir unsur değildir.” (Yargıtay HGK., 2011/2-403 E., 2011/509 K., 13.07.2011 T.).

ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI NEDİR?

Zina nedeniyle boşanma davası, eşlerden birinin evlilik birliği devam ederken diğer eşi aldatması nedeniyle TMK md. 161 gereğince aile mahkemesinde açılan özel yargılama usulüne tabi davadır. Zina, mutlak boşanma nedenlerindedir. Mahkemenin boşanmaya karar vermesi için zina olgusunun ispatlanması yeterlidir. Zina ispat edildiği takdirde mahkeme başka hususları araştırmadan boşanmaya karar verecektir. Boşanma kararının kesinleşmesiyle beraber evlilik birliği ileriye etkili olarak sona erer. Bu sebeple zina nedeniyle boşanma davası bozucu yenilik doğuran bir davadır. Zina nedeniyle boşanma davası açma hakkına sahip olan eş, mahkemeden boşanma ya da ayrılık kararı verilmesini talep edebilir.

“Münhasıran özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasında genel boşanma sebebine dayalı olarak karar verilmesi mümkün değildir. Zira, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Mahkemece deliller (bu nedene dayalı boşanma talebi bulunmadığı halde) Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi çerçevesinde değerlendirilmiş, Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddede yer alan sebep yönünden bir değerlendirme yapılmamıştır. Erkeğin boşanma davası öncelikle zina (aldatma) nedenine dayalı olduğundan toplanan delillerin özel boşanma sebebi olan zina çerçevesinde değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, bu hususun nazara alınmaması doğru bulunmamıştır.” (Yargıtay 2. HD., 2015/22586 E., 2017/2179 K., 02.03.2017 T.).

ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI ŞARTLARI NELERDİR?

Zina nedeniyle boşanma davası için birtakım şartlar bulunmalıdır. Bu şartlar, evlilik birliğinin devam ediyor olması, eşin karşı cinsle zina etmiş olması, zina fiilinin en az bir kez yapılmış olması, zinanın evlilik birliği devam ediyorken yapılması, zina eden eşin kusurlu olması ve diğer eşin boşanma davası açması olarak sayılabilir.

EVLİLİK BİRLİĞİNİN DEVAM EDİYOR OLMALISI

Zina nedeniyle boşanma davası açısından ilk şart evliliğin hukuken geçerli bir evlilik olması ve söz konusu evliliğin devam ediyor olmasıdır. Gaiplik, ayrı konuta geçme, birlikte yaşamaya ara verilmesi gibi hallerde de evlilik birliği hukuken devam ettiği için zina nedeniyle boşanma davası açılabilir. Ayrıca, evliliğin tescil edilmemiş olması veya batıl olması halinde de zina nedeniyle boşanma davası açılabilir. Ancak evliliğin yok hükmünde olması halinde zina nedeniyle boşanma davası açılamaz.

“Sahih olmayan bir evlenmenin devamı sırasında vaki cinsi temasın, zina unsurlarını kapsamadığı…” (Yargıtay CGK., 1968/40 E., 1968/9 K., 15.01.1968 T.).

“Medeni Kanun’a uygun olarak nikâh yapılmamışsa maznunun hareketi zina teşkil etmez.” (Yargıtay CGK., 1953/4-60 E., 1953/109 K., 08.06.1953 T.).

ALDATAN TARAF KARŞI CİNSLE CİNSEL İLİŞKİDE BULUNMUŞ OLMALISI

Zina nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için ikinci şart eşlerden birinin eşi haricindeki bir karşı cinsle ilişkide bulunmasıdır. Teşebbüs aşamasında kalmış cinsel ilişkiler bakımından da zina nedeniyle boşanma davası açılabilir.

“Büyük bir gizlilik içinde oluşması doğal olan zina fiilinin tam bir görgüye dayanarak kanıtlanması pek nadir olmaktadır. Zina olayının varlığı bazı ipuçları, tavır ve davranışlardan çıkarılacak karinelerle kabul edilmelidir. Bu itibarla zina için gerekli ortama girilmiş ancak elde olmayan nedenlerle eylemin tamamlanamamış olması, bir başka anlatımla eylemin eksik kalkışma derecesinde kalması da zina sebebiyle boşanma için yeterlidir.” (Yargıtay 2. HD., E., 1976/5323 K., 1976/6399 T. 20.09.1976).

ZİNA FİİLİNİN EN AZ BİR DEFA YAPILMIŞ OLMASI

Zina nedeniyle boşanma davası için zina edenin eşinden başka birisiyle cinsel ilişkisi en az bir kez meydana gelmelidir. Zina sebebine dayalı boşanma davası için zinanın birden fazla tekrarlanması aranmaz. Ayrıca zinanın geçerli ve haklı herhangi bir nedeni olamaz. Bu nedenle eşin cinsel veya başkaca hastalığı ya da cinsel ilişkiden kaçınması gibi haller gerekçe gösterilerek bir defaya mahsus başka bir kimseyle cinsel ilişkiye girmesi halinde de zina nedeniyle boşanma davası şartları oluşur.

“Evlilik kader birliğini zorunlu kılıp, tasada ve kıvançta beraberlik ister. Öyle ise eşlerin bunu birlikte göğüslemeleri gerekir. Eşin geçirdiği ameliyat sebebi ile kadının cinsel organının, ilişkiye engel olmadığı tabip raporu ile gerçekleşmiştir. Kısırlık ise boşanma sebebi değildir. O halde kadının geçirdiği ameliyat sonucu çocuk yapamaz hale gelmesi kocaya, boşanma hakkı vermez. Bu bakımdan, davanın reddi gerekirken olaya uymayan düşüncelerle boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.” (Yargıtay 2. HD., E., 1977/4349 K., 1977/4616 T. 02.06.1977).

ZİNANIN EVLİLİK BİRLİĞİ DEVAM EDERKEN GERÇEKLEŞMESİ

Zina, evlilik birliği devam ettiği bir zamanda gerçekleşmelidir. Eşlerin evlilik birliği kurulmadan önce ya da evliliğin sona ermesinden sonraki cinsel birliktelikleri ise zina olarak kabul edilemeyeceği için zina nedeniyle boşanma davası şartları oluşmaz.

ZİNA EDEN EŞİN KUSURLU OLMASI

Zina nedeniyle boşanma davası açısından, zina eden eşin zina fiilini bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi gerekir. Ayırt etme gücünden sürekli ya da geçici olarak yoksun olan eşin başka bir kimseyle cinsel ilişkide bulunması halinde ise kusur bulunmaz. Ancak zina eden eşin ayırt etme gücünü kendi kusuruyla yitirmesi durumunda zina nedeniyle boşanma davası açılabilir.

“Karı veya koca yaptığı işin cinsel ilişki olduğunu ve bu ilişkinin eşinden başkasıyla yapıldığını anlayabildiği ve bunu istediği takdirde kusurludur. Cebren veya bayıltılarak, yahut uyuşturucu madde verilerek ırzına tecavüz edilmiş olan eş kusurlu sayılamayacağı için bu eşe zina nedeniyle boşanma davası da açılamaz.” (Yargıtay HGK., 1972/2-26 E., 1972/746 K., 15.12.1972 T.).

EŞLERDEN BİRİNİN ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI AÇMASI

Zina nedeniyle boşanma davası için eşlerden birinin bu nedene dayanarak boşanma davası açması gerekmektedir. Eşlerden herhangi biri diğerinin zinası nedeniyle boşanma davası açabilir. Eşlerden birinin zina etmesi diğerine zina etme hakkı vermez. Bu sebeple eşlerin her ikisinin de zina etmesi halinde taraflardan her biri zina sebebine dayalı boşanma davası açabilir.

Tarafların başkalarıyla zina ettikleri hususunda uyuşmazlık yoktur. Aile birliğinin böylesine tahrip edici bu tutum ve davranışlarının ortak hayatı temelinden sarstığı söz götürmez. Kusur kıyaslaması yapıldığında, birisini diğerinden üstün tutmak mümkün değildir. Birinin önce zinaya başlaması da herhalde öbüründen fazla kusurlu olduğunu kabul etmek için bir gerekçe değildir. Çünkü kusur önce veya sonra bir davranışta bulunmakla değil, davranışın niteliği ile ölçülür. Olayda iki tarafı da toplumun hiçbir bakımdan hoş görmeyeceği açık sadakatsizlik içindedir. Bu bakımdan birlik çekilmez hale gelmiştir.” (Yargıtay 4. HD., E., 1975/9250 K., 1975/9503 T. 22.12.1975).

AYNI CİNSLE İLİŞKİ HALİNDE ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI AÇILABİLİR Mİ?

Zinanın söz konusu olabilmesi için zina edenin eşi dışında karşı cinsten bir kimseyle cinsel ilişkisinin bulunması gerekir. Bu nedenle eşin aynı cinsten bir kimseyle cinsel ilişkisi durumunda zina nedeniyle boşanma şartları oluşmaz. Bu gibi durumlarda zina nedeniyle boşanma davası yerine haysiyetsiz hayat sürme veya evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanma davası açılabilir.

ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI NASIL AÇILIR?

Zina nedeniyle boşanma davası bir tür çekişmeli boşanma davasıdır. Bu nedenle her çekişmeli boşanma davasında olduğu gibi dava dilekçesinin hazırlanması ile harç ve masraflar yatırılarak yetkili ve görevli mahkemede davanın açılması gerekir. Zina nedeniyle boşanma davası genel olarak evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanma davası ile terditli olarak açılmaktadır. Böylece zinanın ispat edilememesi durumunda evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilmesi mümkün hale gelmektedir.

“Zina vakıasının gerçekleşmesi halinde boşanma sebebi gerçekleşmiş sayılır. Zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine kademeli olarak dayanılmış ise; zinanın ispatlanması halinde, bu sebeple boşanma kararı verilmesi gerekir. Böyle bir durumda artık genel boşanma sebebinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaz ve bununla ilgili ayrıca bir hüküm oluşturulması da gerekmez.” (Yargıtay 2. HD., 2019/6633 E., 2020/443 K., 28.01.2020 T.).

ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVASINDA GİZLİLİK KARARI ALINABİLİR MI?

TMK md. 184/1-6 gereğince hâkim, taraflardan birinin istemi üzerine duruşmanın gizli yapılmasına karar verebilir. Bu sebeple talep edilirse zina nedeniyle boşanma davasında gizlilik kararı verilebilir.

ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVASINDA İSPAT

Zina nedeniyle boşanma davasında ispat yükü davacı eş üstündedir. Davacı eş diğer eşin zina fiilini ispat etmelidir. Deliller usul ve esasa uygun olarak süresinde mahkemeye sunulmalıdır. Süresinde sunulmayan deliller hükme esas alınamaz.

ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVASINDA İSPATA ELVERİŞLİ DELİLLER

Hukuka uygun fotoğraf veya video kayıtları, tanık beyanları, zina yapan eşin başka biriyle karı koca hayatı yaşadığına ilişkin kabulü ve diğer deliller zina nedeniyle boşanma davasının ispatı açısından elverişlidir. İlgili delilleri değerlendiren mahkeme, bunların zina eyleminin sabit olduğunu kabul etmek açısından yeterli olup olmadığını değerlendirecektir. Davalının sadakatsizliğini sabit görerek zinasının ispatlandığını değerlendiren mahkeme zina nedeniyle boşanma davası açısından kabul kararı verecektir.

“Davacı münhasıran zina sebebine dayanarak boşanmalarına karar verilmesini istemiştir. Davacı tanığı olarak dinlenen tarafların müşterek çocuğu 1990 doğumlu …, “2007 yılının Haziran ayında … annesinin yanına gittiğinde, annesinin bir erkek arkadaşı olduğunu söylediğini ve bu şahsa ait fotoğrafı gösterdiğini, aynı yılın Temmuz ayında da anneannesinin, davalıyı kastederek “erkek arkadaşından hamile kalmış olabilir” dediğini ifade etmiş, davalının annesi … ise torunu … böyle bir beyanının olmadığını söylemiştir. Tanık … beyan ettiği Temmuz 2007 tarihinde davalının yapılan hamilelik testinde hamile olmadığı tespit edilmiştir. Bu deliller karşısında davalının zina eylemi sabit kabul edilemez. Zina eylemi kanıtlanamamıştır. Öyleyse davanın reddi gerekirken, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.” (Yargıtay 2. HD., 2010/20768 E., 2011/20826 K., 05.12.2011 T.).

“Davalı ile davacının boşandığı eşinin birlikte yurt dışına gittikleri, bir apartman dairesinin balkonunda birlikte çekilmiş fotoğraflarının bulunduğu, aile mahkemesi hakimince bu durumun eşin bir başka bayanla birlikte yaşaması olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır.” (Yargıtay 4. HD., 2014/9209 E., 2014/16818 K., 09.12.2014 T.).

“Fotoğraflar, davalı tarafından karşı konulmayan bilgisayar çıktıları ve tanık beyanlarıyla, davalının asistanı olarak çalışan … karı-koca gibi birlikte yaşadığı gerçekleşmiştir. Esasen mahkemece de davalının sadakatsizliği sabit görülmekle, bir başka kadınla yaşadığı örtülü olarak kabul edilmiştir. Bu durumda davalının zinası ispatlanmıştır.” (Yargıtay 2. HD., 2012/22511 E., 2013/8420 K., 27.03.2013 T.).

ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVASINDA HÜKME ESAS ALINMAYACAK DELİLLER

Zina nedeniyle boşanma davası, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebildiği davalardan değildir. Nitekim bu davada hâkim, zina olgusu hakkında gerek re’sen gerek istem üzerine taraflara yemin öneremez. Tarafların bu konudaki ikrarları da hâkimi bağlamaz.

ZİNA DAVASINDA SES, GÖRÜNTÜ, VİDEO VB. KAYITLARIN DELİL NİTELİĞİ

Eşlerden birinin, diğer eşin zina fiilini ispatlamak amacıyla eşinin telefonunu dinlemek veya kamera kaydı almak suretiyle elde ettiği ses, fotoğraf veya video kayıtları boşanma davasında delil olarak kullanılabilir. Ancak, elde edilen ses, fotoğraf veya görüntülerin delil olarak kullanılabilmesi için bunların aldatma olgusunu ispatlamak amacıyla elde edilmesi gerekmektedir. Bu kayıtların zinayı ispat etmek amacı dışında elde edilmesi halinde Türk Ceza Kanunu (TCK)’da düzenlenen “Özel Hayatın Gizliliği Suçu”, “Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu” veya “Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçu” gibi suçlar kapsamında sorumluluk gündeme gelecektir.

ZİNA EDEN EŞİN DİĞER EŞ TARAFINDAN AFFEDİLMESİ

Zina nedeniyle boşanma davası açısından affeden tarafın dava hakkı bulunmaz. Böylece zina eden eşini affeden eşin dava hakkı sona erer. Ancak affın bizzat yapılması gerekir.

“Davacı kadın evlilik birliğinin sarsılması ve zina hukuksal sebeplerine dayalı olarak boşanma talep etmiş, mahkemece tarafların zina sebebiyle boşanmalarına karar verilmiş ise de; tarafların barıştıkları 2013 yılı Ağustos ayından davanın açıldığı 16/02/2015 tarihine kadar davalı erkeğin aldatma fiilini gerçekleştirdiği toplanan delillerle kanıtlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 2. HD., 2016/8706 E., 2017/2771 K., 14.03.2017 T.).

ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRELERİN GEÇMESİ

Zina nedeniyle boşanma davası belirli süreler içerisinde açılmalıdır. Bu süreler TMK md.161/2’de düzenlenmiştir. İlgili düzenleme gereğince, davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Beş yıllık sürenin başlangıcı süreklilik oluşturan zina eylemlerinde son eylem esas alınarak başlamış kabul edilir. Her iki süre de hak düşürücü olduğu için ilgili sürelerin geçmesi halinde dava hakkı sona erer.

“Davacı kadın, kocanın başka kadınla yaşadığı iddiası ile zina (aldatma) sebebine dayalı boşanma davası açmış, mahkemece, davanın 6 aylık hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçe gösterilerek istek reddedilmiştir. Mahkemece, davalı-davacı kadının en geç 01.03.2011 tarihli karşı dava dilekçesi tarihi itibariyle zina olgusunun öğrenilmiş olduğu, buna göre de, 30.01.2012 tarihli zina sebebine dayalı birleşen boşanma davasının 6 aylık hak düşürücü sürede açılmadığı kabul edilmiş olmasına rağmen; davacı kadının tanıkları kocanın başka kadınla yaşamaya devam ettiğini beyan ettikleri gibi, davacı, kocanın birlikte yaşadığı H. adlı kadından 10.07.2012 tarihinde S. D. isimli bir çocuğun doğduğuna ve kocanın tanıması nedeniyle 17.04.2013 tarihinde nüfusa tescil edildiğine dair nüfus kayıtlarını sunmuştur. Davacının tanıklarının beyanı ve kocanın evlilik dışı doğan çocuğun doğum tarihi nazara alındığında, kocanın zina eylemini sürdürdüğü, çocuğun doğum tarihine göre H. isimli kadınla yaşadığı, kadının zina sebebine dayalı boşanma davasının süresinde olduğu, bu nedenle bu davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine hükmedilmesi doğru olmamıştır.” (Yargıtay 2. HD., E. 2014/26168 K., 2014/25672 T. 15.12.2014).

ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVASINDA FERAGAT

Zina nedeniyle boşanma davasından feragat edildiğinde taraflar arasındaki uyuşmazlık sona erer. Davacı, söz konusu zina fiiline dayalı olarak zinaya ya da evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olarak boşanma davası açamaz. Zira feragat neticesinde dava kesin hükümle sonuçlanmıştır. Böylece feragat tarihine kadar gerçekleşen olaylara dair yeni bir boşanma davası açılamaz.

“Davacı kadın 23.09.2011 tarihinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanma davası açmış ve bu davasından 08.03.2011 tarihinde feragat etmiştir. Feragat kesin hükmün sonuçlarını doğurur ve davalıdan kaynaklanan bu tarihe kadar gerçekleşmiş olan olaylara dayalı olarak yeni bir boşanma davası açılmasına engel olur ve önceki olaylara dayalı olarak artık boşanma kararı verilemez.” (Yargıtay 2.HD., 2013/995 E., 2013/13897 K., 15.05.2013 T.).

ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVASININ MAL PAYLAŞIMINA ETKİSİ

TMK md. 236/2 gereğince zina nedeniyle boşanma hâlinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir. Bu sebeple, zina nedeniyle boşanma kararı verilmesi durumunda TMK md. 236/2 göz ardı edilirse usul ve yasaya aykırı kararın bozulması gerekir.

“Dava konusu taşınmazlardan edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu, 13.09.2005 tarihinde alınan … ada … parsel sayılı taşınmaz ile … tarihinde alınan …. plakalı araç yönünden, dosya arasında bulunan …. Mahkemesi’nin zina nedeniyle boşanma ilamına göre, tarafların TMK’nun 161. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiş olduğundan Kanunun 236/2. maddesi uyarınca değerlendirme yapılarak hüküm kurulması gerekir. Bu hususun göz ardı edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.” (Yargıtay 8.HD., 2016/1406 E., 2016/13160 K., 06.10.2016 T.).

ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI MANEVİ TAZMİNAT

Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan eş, kusurlu olan diğer eşten manevi tazminat olarak uygun miktarda bir paranın ödemesini isteyebilir. Manevi tazminat, bozulan manevi dengenin yeniden sağlanması için kabul edilmiş bir tatmin yöntemi olup zina nedeniyle boşanmaya sebep olan eşin aleyhine hükmedilir. Manevi tazminat miktarının belirlenmesinde ise kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınır.

“Kocanın eşini, başka bir kadınla aldatması, ağır hakaret hallerinde, kişilik haklarına saldırının varlığı kabul edilmektedir. Manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde ise, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları etkili ölçüttür.” (Yargıtay HGK., 2010/2-203 E., 2010/220 K., 14.04.2010 T.).

ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI MADDİ TAZMİNAT

Boşanma nedeniyle maddi tazminat TMK md.174/1’de düzenlenmiştir. İlgili düzenlemede, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir miktar maddî tazminat isteyebileceği ifade edilmiştir. Bu kapsamda maddi tazminat için evlilik birliğinin boşanma ile sona ermesi, talepte bulunanın kusursuz ya da daha az kusurlu olması, talepte bulunanın menfaatlerinin boşanma yüzünden zedelenmiş olması ve boşanmaya neden olaylar nedeniyle maddi tazminat talebinde bulunulması gerekir. Zina nedeniyle boşanma davası açısından tarafların eşit kusuru bulunması halinde ise mahkeme maddi tazminata hükmetmeyecektir.

“Davacı kadının zina eylemine karşılık, davalı erkeğin de eşine sürekli şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan olaylarda, tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Eşit kusurlu eş lehine tazminata hükmedilemez.” (Yargıtay 2. HD., 2015/26395 E., 2017/4021 K., 05.04.2017 T.).

“Davacı kocanın eşine hakaretine karşılık, davalı kadının da evlilik birliği içinde … adlı bir başka erkekle birlikte yaşamak suretiyle sadakat yükümlülüğünü ağır derecede ihlal ettiği ve boşanmaya neden olan olaylarda davacı kocaya oranla daha fazla kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Kusur durumu böyleyken, mahkemenin tarafları eşit kusurlu kabul etmesi ve bu kusur belirlemesine bağlı olarak davacı kocanın maddi ve manevi tazminat isteklerini reddetmesi isabetsiz olmuş; bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 2. HD., 2011/6711 E., 2012/4449 K., 01.03.2012 T.).

ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI YETKİLİ MAHKEME

Boşanma davasında yetkili mahkeme TMK md. 168’te düzenlenmiştir. İlgili düzenlemede, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinin yetkili mahkeme olduğu ifade edilmiştir. Yetkili mahkemeyi seçim hakkı ise davacı eşe bırakılmıştır.

“Yerleşim yeri adreslerinin tutulmasında kişilerin yazılı beyanları esas alınır ve adres beyan formundaki bildirimler aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. Şu halde, aile kütüğünde yer alan yerleşim yeri adresine ilişkin kayıt, aksi sabit oluncaya kadar yerleşim yerine karine oluşturur. Dosya arasında bulunan delil olarak sunulmuş nüfus kaydından ve davacıya ait vekaletname örneğinden, dava tarihi itibarıyla davacı kadının merkezi adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin olduğu görülmektedir. Davalı erkek, bu karinenin aksini gösteren bir delil sunmamıştır.” (Yargıtay 2. HD., 2015/23899 E., 2017/3566 K., 30.03.2017 T.).

ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVASINDA GÖREVLİ MAHKEME

Boşanma davalarında görevli mahkeme, Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun md. 4/1 gereğince aile mahkemeleridir. Aile mahkemeleri kurulmayan yerlerde ise ilgili davalara aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemeleri bakmaktadır.

 

Benzer konulara ilişkin yazılarımız.

https://hkavukatlik.com/bosanma-davasi-sebepleri/

https://hkavukatlik.com/ankara-nafaka-avukati/

https://hkavukatlik.com/nafaka-artirim-davasi/

https://hkavukatlik.com/nisan-bozma-sebebiyle-tazminat-davasi/

“ZİNA NEDENİYLE BOŞANMA DAVASI” için 1 yorum

  1. Hakan ÇİÇEK

    Sevgili Dostum Av. Baran KUTLUYER’in kaleme aldığı makale içeriği başından sonuna yol gösterici ve çözümleyici nitelikte olmuştur. Başarılarının devamını diliyorum.
    Sevgiler Av. Hakan ÇİÇEK

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir