KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? isimli yazımızda, Türk Borçlar Kanunu (TBK) md. 350 ve 351’de düzenlenen kiraya verenden kaynaklanan sebeplerle konut kiralarında sözleşmenin sona erdirilmesi konusu incelenecektir. Konutta tahliye sebebi midir? isimli yazımızda öncelikle konuya ilişkin TBK düzenlemelerine kısaca değinilecek, daha sonra çeşitli ihtimallerin tahliye sebebi olup olmadığı Yargıtay kararları bağlamında incelenecektir. Konutta tahliye sebebi midir? hususunda kira hukukuna hâkim avukatlardan destek alınması hak kayıplarını önleyecektir.

KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR? YASAL DAYANAK

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından incelenecek ilk düzenleme TBK md. 350’dir. Burada, kiraya verenden kaynaklanan gereksinim, yeniden inşa ve imar sebebiyle konut kiralarında sözleşmenin sona erdirilmesi konusu düzenlenmektedir. Kiraya veren, kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa veya kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise açacağı dava ile kira sözleşmesini sona erdirebilir. Söz konusu dava, belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde ise kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açılmalıdır.

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından incelenecek ikinci düzenleme ise TBK md. 351’dir. Burada ise yeni malikin gereksinimi sebebi ile konut kiralarında sözleşmenin sona erdirilmesi düzenlenmiştir. Bu kapsamda kiralananı sonradan edinen kişi, onu kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa kira sözleşmesini davayla sona erdirebilir. İşbu dava ise edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla altı ay sonra veya sözleşme süresinin bitiminden başlayarak bir ay içinde açılabilir.

EV SAHİBİNİN KİRADA OTURMASI KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, davacının kirada oturması ve aleyhine tahliye davası açılmış olmasını tahliye açısından yeterli görmüştür. İhtiyaç sahibinin kirada oturuyor olmasını ihtiyacın varlığı açısından başlıca kanıt olarak değerlendiren Yargıtay, ihtiyaç koşulunun ayrıca kanıtlanmasına gerek olmadığını ortaya koymuştur.

“Dava ihtiyaçlının hem kirada oturması ve hem de aleyhine tahliye davası açılmış olması nedenlerine dayandırılmıştır. Konut nedenine dayalı tahliye davalarında kirada oturan ihtiyaçlının tahliye tehdidi altında bulunması koşulunun kanıtlanmasına gerek yoktur. İhtiyaçlının kirada oturması ihtiyacın varlığının başlıca kanıtıdır.” (Yargıtay 6. HD., 1987/15849 E., 1988/3446 K., 07.03.1988 T.).

EV SAHİBİNİN BAŞKASININ EVİNDE KALMASI KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, davacının başkasına ait konutta bedelsiz olarak oturmasının ihtiyaç iddiasının samimi olmadığını göstermediğine karar vermiştir. Zira bir kimsenin malik olduğu evde oturma istemi karşısında kendisine ait olmayan başka bir yerde oturmaya zorlanamayacağı ve mülkiyet hakkına üstünlük tanınması gerektiği belirtilmiştir. İhtiyaç iddiasının gerçek, samimi ve zorunlu olduğunu değerlendiren Yargıtay, ihtiyaç sebebiyle tahliye davasının kabul edilmesi gerektiğini ortaya koymuştur.

“Bir kimse malik olduğu evinde oturma istemi karşısında kendisine ait olmayan başka bir yerde oturmaya zorlanamaz. Davacının başkasına ait dairesine bedelsiz olarak oturması ihtiyaç iddiasının samimi olmadığını göstermez. Mülkiyet hakkına üstünlük tanınmalıdır. Davacının ihtiyaç iddiasının gerçek, samimi ve zorunlu olduğu anlaşıldığına göre davanın kabulüne karar verilmelidir.” (Yargıtay 6. HD., 2011/90 E., 2011/1454 K., 16.02.2011 T.).

EV SAHİBİNİN AİLESİYLE YAŞAMASI KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, reşit olan bir kimsenin ailesi ile birlikte oturmaya zorlanamayacağını değerlendirmiştir. Bu bakımdan dinlenen tanıklar ve toplanan delillerle ihtiyacın kanıtlanması durumunda davanın kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir.

“Davacı reşit olup annesi ile birlikte oturmaktadır. Reşit olan kimse ailesi ile birlikte oturmaya zorlanamaz. Dinlenilen davacı tanıkları ve toplanan deliller ile davacının ihtiyacı kanıtlanmıştır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değildir.” (Yargıtay 6. HD., 2007/1360 E., 2007/3234 K., 22.03.2007 T.).

EV SAHİBİNİN SAĞLIK DURUMU KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, kiraya verenin halen oturduğu kendisine ait konutun sağlık durumuna uygun olmamasını ve bu konuta inip çıkmakta güçlük çekmesini zaruri konut ihtiyacı olarak değerlendirmiştir. Söz konusu hususların dinletilen tanıklar, yapılan keşif ve bakıma muhtaç olduğunu belirten hekim raporları ile tespiti durumunda kiracının tahliyeye karar verilmesi gerektiği ortaya konulmuştur.

“Davacı yaşlı, felçli ve bakıma muhtaç durumda bulunduğunu; halen oturduğu kendisine ait konutun sağlık durumuna müsait olmadığını, inip çıkma güçlüğü çektiğini, hem bu sağlık durumu ve hem de Kadıköy tarafında kızlarına yakın olması yönünden dava konusu taşınmazda oturmak istediğini ileri sürerek tahliye davasını açmıştır. Davalı samimiyetsizlik iddiasında bulunmuşsa da, davacının zaruri konut ihtiyacı, dinlettiği tanık, keşif ve bakıma muhtaç olduğunu belirten hekim raporları ile tespit edilmiştir. Bu deliller karşısında tahliyeye karar vermek gerekir.” (Yargıtay 6. HD., 1987/13718 E., 1988/1804 K., 09.02.1988 T.).

EV SAHİBİNİN EŞYA KOYMAK İSTEMESİ KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, kiralayanı şahsi eşyalarını atmaya veya satmaya zorlamanın olanaksız olması sebebiyle bu eşyaların muhafazasının ihtiyacın kapsamına girdiğini değerlendirmiştir. Bu bakımdan eşyaların muhafaza edilmesi için kiralanan konuta ihtiyacın ispatlanması durumunda tahliyeye karar verilmesi gerektiği ortaya konulmuştur.

“Davacıların muristen kalan eşyalarını muhafazası için kiralanana ihtiyaçları sübut bulmuştur. Şahsi eşyaları muhafaza etmek de ihtiyacın kapsamına girer. Kiralayan veya maliki eşyalarını atmaya veya satmaya zorlamak olanaksızdır.” (Yargıtay HGK., 1982/6-549 E., 1982/811 K., 17.09.1982 T.).

EV SAHİBİNİN YAZLIK İHTİYACI KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, taşınmazın yazlık olarak kullanılacak olmasını zaruri konut ihtiyacı olarak değerlendirmiştir. Dinlenen davacı tanıklarının beyanları ve dosyadaki diğer delillerle ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun ispatlanması durumunda tahliyeye karar verilmesi gerektiği ortaya konulmuştur.

“Mahkemece, konut ihtiyacı nedeniyle açılan davada dava nedeninin yazlık konut ihtiyacı olarak ön inceleme duruşmasından sonra değiştirildiğini, bunun ise HMK 141/1-2. maddelerine aykırı olduğunu, davacının konut ihtiyacının ise dava konusu taşınmaz dışında İzmir ilinde üzerine kayıtlı başkaca taşınmazları bulunması nedeniyle samimi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; Dava, konut ihtiyacı nedenine dayalı olarak açılmış olup, daha sonra yargılama sırasında konutun yazlık olarak kullanılacağının belirtilmesi HMK 141.maddesine aykırılık olarak değerlendirilemez. Dinlenen davacı tanıklarının; davacının emekli olup Çeşme’de çocukları ile birlikte oturmak için taşınmazı yazlık amaçlı kullanmak için satın aldığına yönelik beyanlarına göre ihtiyacın gerçek ve samimi olduğu anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut deliller karşısında davacının yazlık konut ihtiyacının, gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.” (Yargıtay 6. HD., 2014/8982 E., 2014/9676 K., 11.09.2014 T.).

EV SAHİBİNİN LOJMANDA OTURMASI KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, davacının ekonomik birikimi ile edindiği evde sosyal ihtiyaçlarını daha rahat karşılayarak bir hayat sürmek istemesinin en doğal hakkı olduğunu ortaya koymuştur. Bir başka kararında ise bir kimsenin evinde oturma isteği karşısında lojmanda oturmaya zorlanamayacağını değerlendirmiştir. Bu bakımdan lojmanda oturan davacının aynı koşullar altında yaşamını sürdürmesini beklemenin hakkaniyete uygun düşmeyeceği için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olması durumunda tahliyeye karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.

“Somut olayda davacı bekâr olup 19 yıldır anestezi teknisyeni olarak çalıştığı Ankara Hastanesi hemşire lojmanında kalmaktadır. Ancak dosya içeriğine göre davacının kaldığı yerin bir odada 4 ya da daha fazla hemşirenin birlikte kullanmakta oldukları ranza türü yataklardan ibaret bulunduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı yönünden kaldığı yerin maddi ve manevi anlamda bağımsız bir mesken niteliğinde olduğunun kabulü mümkün değildir. 19 yıldır bu yatakhanede kalan davacıdan bundan böyle de aynı olumsuz koşullar altında yaşamını sürdürmesinin beklenmesi hakkaniyete uygun düşemez. Davacının ekonomik birikimi ile edindiği evinde sosyal ihtiyaçlarını daha rahat karşılayarak bağımsız bir hayat sürdürmek istemesi en doğal hakkı olarak kabul edilmek gerekir.” (Yargıtay HGK., 1991/138 E., 1991/214 K., 24.04.1991 T.).

“Bir kimsenin evinde oturma isteği karşısında lojmanda oturmaya zorlanamaz.” (Yargıtay 6. HD., 2002/7744 E., 2002/7999 K., 19.12.2002 T.).

EV SAHİBİNİN TAYİN OLMASI KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, davacının sahibi olduğu konutun bulunduğu şehre tayin olmasını tahliye sebebi olarak değerlendirmiştir. Tayin hususunun ispatlanmış olması durumunda, ihtiyacın varlığının kabulü ile tahliye kararı verilmesi gerektiği ortaya konulmuştur.

“Davacı diğer evini …tarihinde kiraya verdiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Dava tarihine nazaran uzunca bir süre geçmiş olması ve gerekse davacının yargılama sırasında Ankara’ya tayin olduğunun belgelenmiş bulunması, üniversite mezunu oğlunun da Ankara’da iş aramakta olup, otellerde ve yakınlarının yanında kaldığının tanıklarca ifade edilmiş bulunması karşısında ihtiyacın varlığının kabulü ile tahliye kararı verilmesi gerekir.” (Yargıtay 6. HD., 2000/2349 E., 2000/2533 K., 27.03.2000 T.).

EV SAHİBİNİN YURTDIŞINDAN KESİN DÖNÜŞÜ KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, ihtiyaç sahibinin yurt dışından kesin dönüşünü tahliye sebebi olarak değerlendirmiştir. Bir kimsenin Türkiye’ye kesin dönüş yaptığının kabul edilebilmesi için ise pasaportuna “kesin dönüş yapmıştır” şeklinde kaşe vurulması gerektiği belirtilmiştir. Kesin dönüş yapılmaması durumunda ise geleceğe yönelik henüz doğmamış bir ihtiyaç için tahliye davası açılamayacağı ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği ortaya konulmuştur.

“Bir kimsenin Türkiye’ye kesin dönüş yaptığının kabul edilebilmesi için, pasaportuna bulunduğu yerdeki Türk Konsolosluğu veya Maliye ve Gümrük Bakanlığı veya Merkez Bankası tarafından “kesin dönüş yapmıştır” şeklinde kaşe vurdurulması gerekir. Kesin dönüş yapılmamışsa, geleceğe yönelik olarak henüz doğmamış bir ihtiyaç için tahliye davası açılması mümkün değildir.” (Yargıtay 6. HD., 1999/3608 E., 1999/3606 K., 21.04.1999 T.).

YURT DIŞINDAN GELDİĞİNDE KALACAK EVİNİN OLMAMASI KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, yurda kesin dönüş yapılmamış ve uzun süreç içerisinde kısa ve muntazam aralıklarla yurda gelinmemiş olsa da ihtiyacın ortaya konulması durumunda tahliyeye karar verilebileceğini değerlendirmiştir. Nitekim ihtiyaç sahibinin otelde kalması aile bütçesine ağır bir yük getireceği için şartların sağlanması durumunda tahliyeye karar verilmesi gerektiği ortaya konulmuştur.

“Davacı yurda kesin dönüş yapmamıştır… Somut olayda, yurt dışında çalışan davacının uzun süreç içerisinde iki kez dışında dava tarihine kadar kısa ve muntazam aralıklarla yurda gelmemiş olması, bundan sonraki dönemde de yine gelmeyecek olarak değerlendirilemez. Eş ve dört çocuk ile birlikte otel veya motel türü bir yerde tatil geçirmenin aile bütçesine getireceği külfetin ağırlığı aşikardır. Yıllarını, çalışarak yurt dışında geçirmiş, belirli bir ekonomik birikime ulaşmış, bu birikimi ile bir mesken edinmiş olan kimsenin, yurt ve akraba özlemi duyacağı, çocuklarının da mümkün olduğu oranda vatanından kopmamalarını arzu edebileceği gayet doğal görülmelidir.” (Yargıtay HGK., 1990/6-466 E., 1990/593 K., 28.11.1990 T.).

EV SAHİBİNİN KIZININ EVLENMESİ KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, kiraya verenin kızının evlenecek olmasının ihtiyacın varlığına karine oluşturduğunu değerlendirmiştir. Bu kapsamda, mevcut taşınmazın dava konusu taşınmaza göre daha küçük olması nedeniyle bir kısım eşya ve çeyizlerin başka yerde muhafaza edilmesinin tanık beyanları ile ispatlanması durumunda tahliye kararı verilmesi gerektiği ortaya konulmuştur.

“Dosya kapsamı itibariyle, davacının kızı ihtiyaçlı B.. K.. 27.09.2013 tarihinde E.. G.. ile evlenmiş olup, kiralananın bulunduğu sitede başka bir daireyi 01.09.2013 tarihinde aylık 2.000 TL bedelle kiralamıştır. Tanık beyanlarına göre kiraladığı bu yer dava konusu edilen kiralanana göre daha küçük olup, bu nedenle ihtiyaçlı bir kısım eşyalarını ve çeyizlerini kiraladığı konuta götürememiştir. Yine celp edilen tapu kayıtlarına göre davacı adına kayıtlı iki daire ve bir meskenin 1/5 payı bulunmaktadır. Mahkemece her ne kadar ihtiyaçlı ve eşinin ekonomik durumu, davacı adına kayıtlı başka taşınmazların bulunması ve tanık beyanları ile ihtiyacın samimi olduğunun kanıtlanamaması gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, öncelikle ihtiyaçlının kirada oturması ihtiyacın varlığına karine oluşturmaktadır. İhtiyaçlının evlenme ve başka bir daireyi kiralama tarihleri ile ihtiyaç durumunun Temmuz 2013 ayı içinde keşide edilen ihtarnameler ile bildirilmesinin ihtiyaçlının evlenecek olması nedeniyle kiralanana ihtiyaç duyduğunu göstermektedir. Diğer yandan davacı adına kayıtlı taşınmazlardan biri dava konusu kiralanan, diğeri davacının bizzat oturduğu konuttur. Başka bir taşınmazda 1/5 payının olması ihtiyaca tahsis edebileceği taşınmazı olduğu anlamına gelmez. Zira bu taşınmazın kullanılması diğer paydaşların onayına bağlıdır. Davacı dinlettiği tanıklarının beyanları ile ihtiyaç iddiasını kanıtlamıştır. Bu durumda mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin reddine hükmedilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.” (Yargıtay 6. HD., 2014/6610 E., 2014/8287 K., 24.06.2014 T.).

EVLATLIK VERİLEN ÇOCUĞUN İHTİYACI KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, hukuken evlatlık verenin çocuğu durumunu muhafaza eden evlatlık verilen çocuğun ihtiyacı nedeniyle tahliye davası açılabileceğini değerlendirmiştir. Nitekim, gerçek anne ve babası ile hukuki ilişkisi devam eden, nüfusta dahi hakiki anne babasının ismi yazan ve gerçek anne babasının mirasından da yararlanan çocuğun kirada olduğu ispatlandığında ihtiyaç iddiasının gerçek ve samimi olduğunun kabul edileceği ortaya konulmuştur.

“Davacı, oğlu … evli ve kirada oturduğunu bu nedenle kiralanana ihtiyacı olduğunu ileri sürerek kiralananın boşaltılmasını istemiştir. Mahkeme, ihtiyaçlı …, … evlatlık verildiğini ve davacı annesi ile miras ilişkisi devam ederse de ana babaya ait hak ve vazifelerin evlat edinene geçtiğini gerekçe göstererek davayı reddetmiştir. Halbuki evlatlığın gerçek anne ve babası ile hukuki ilişkisi devam eder. Nüfusta dahi hakiki anne babasının ismi yazılıdır. Hem anne babasının hem de evlat edinenin mirasından yararlanır. Yasa kiralayanın kendisinin eşinin ve çocuklarının ihtiyacından bahsetmektedir. İhtiyaçlı … hukuken davacının çocuğu durumunu muhafaza ettiğine göre davacının, bu çocuğun ihtiyacı nedeniyle dava açma hakkı mevcuttur. Çocuğun kirada olduğu sübut bulduğundan ihtiyaç iddiasına gerçek ve samimi olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle sübut bulan davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken davacının dava hakkı bulunmadığından bahisle davanın reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” (Yargıtay 6. HD., 1982/1017 E., 1982/1040 K., 04.02.1982 T.).

EV SAHİBİNİN KIZIYLA VEYA OĞLUYLA KALMASI KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, davacının kızı ve damadı veya oğlu ve geliniyle birlikte oturmaya zorlanamayacağı gerekçesiyle şartların sağlanması durumunda tahliyeye karar verileceğini değerlendirmiştir. Bu bakımdan tanıkların da iddiayı doğrular mahiyette beyanda bulunması durumunda ihtiyaç sebebiyle tahliye davasının kabul edileceği ortaya konulmuştur.

“Davacı konut ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiş ve bu konuda dinlettiği tanıklar da iddiayı doğrular mahiyette beyanda bulunmuşlardır. Davacının Ordu’ya gidip gelmesi, ihtiyacın samimi olmadığını göstermediği gibi davacı kızı ve damadı ile birlikte oturmaya da zorlanamaz. Bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” (Yargıtay HGK., 2005/8008 E., 2005/9656 K., 20.10.2008 T.).

EV SAHİBİNİN KENDİ EVİNE GEÇMEK İSTEMESİ KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, halen annesi veya babası ile birlikte oturan ve bağımsız ayrı bir evde yaşamak isteyen ev sahibinin anne veya babası ile birlikte oturmaya zorlanamayacağını ortaya koymuştur. Bu hususun dinlenen tanık beyanlarıyla da ortaya konulması durumunda kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.

“Davacı dava tarihi itibariyle 39 yaşındadır. Reşit olan bir kimsenin ayrı meskende oturması yasal hakkıdır. Anne veya babası ile birlikte oturmaya zorlanamaz. Dinlenen davacı tanıkları ihtiyaçlı olan davacının halen annesi ile birlikte oturduğunu artık annesinden bağımsız ayrı bir evde yaşamak istediğini belirtmişlerdir. Bu olgu tek başına konut ihtiyacının varlığını kabule yeterli olup bağımsız bölümün uzunca bir süre davacının mülkiyetinde olmasına rağmen davacının bugüne kadar oturmayı tercih etmediği ve bundan sonra da oturma niyetinin bulunmadığına yönelik mahkemenin kabulü yerinde değildir. Bu bakımdan mahkemece kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekir’’ (Yargıtay HGK., 2014/224 E., 2015/2354 K., 23.10.2015 T.).

EV SAHİBİNİN BEKAR ÇOCUĞUNUN İHTİYACI KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, reşit olan çocuğun bekar dahi olsa ailesiyle birlikte oturmaya zorlanamayacağını değerlendirmiştir. Bu kapsamda, bekar çocuğun ayrı oturma isteğinin olağan karşılanması gerektiği ortaya konulmuştur.

“Reşit olan kimse bekar dahi olsa ailesiyle birlikte oturmaya zorlanamaz. Bu durumda reşit olan ihtiyaçlının bekar dahi olsa ayrı oturma istemi olağan karşılanmalı, ihtiyaç iddiasının kanıtlandığı kabul edilmelidir.” (Yargıtay 6. HD., 2016/3380 E., 2016/3343 K., 25.04.2016 T.).

EV SAHİBİNİN NİŞANLANMASI KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, nişanlılığın ihtiyacın kabulüne yeterli delil sayılabilmesi için evlenme yönünden gerekli hazırlık ve girişimlere başlanması gerektiğini değerlendirmiştir. Bu bakımdan ev sahibi açısından nişanlılıktan sonra evlenileceği hususunun somut olarak ispatlanması durumunda kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerektiği ortaya konulmuştur.

“Davacı nişanlı olduğunu, yakında evleneceğini, bu nedenle kiralanana konut olarak ihtiyacının bulunduğunu belirterek, davalının kiralanandan tahliyesini istemektedir. Ancak nişanlanma mutlaka evlilikle sonuçlanmadığı için soyut olarak tahliye davasında ihtiyacın kabulüne yeterli delil sayılamaz. Davacı tarafından ihtiyacın kanıtlanması için dinlettiği tanığı da, davacının nişanlı olduğunu doğrulamış ancak evlenme yönünden gerekli hazırlık ve girişimlere başlandığı konusunda bir beyanda bulunmamıştır. Bu itibarla henüz doğmuş bir ihtiyaçtan söz edilemez. İhtiyaç iddiası kanıtlanamadığına göre davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde tahliyeye hükmedilmesi hatalı görüldüğünden hükmün bozulması gerekmiştir.” (Yargıtay 6. HD., 2004/6759 E., 2004/7239 K., 25.10.2004 T.).

EV SAHİBİNİN ÇOCUĞUNUN NİŞANLANMASI KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, ev sahibinin çocuğunun nişanlanmasının tahliye davasında ihtiyacının kabulüne yeterli bir delil sayılmayacağına karar vermiştir. Bununla birlikte, delil yaratılmamak kaydıyla ihtiyaç sahibinin evleneceğini gösterir somut delillerin varlığında ise kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerektiği ortaya konulmuştur.

“Nişanlanma soyut olarak tahliye davasında ihtiyacının kabulüne yeterli bir delil sayılamaz. Meğerki ihdası durum yaratılmamak kaydıyla evlenmenin gerçekleşeceğini gösterir somut deliller mevcut olsun.” (Yargıtay HGK., 1982/863 E., 1984/1049 K., 12.12.1984 T.).

EV SAHİBİNİN EŞİNDEN BOŞANMASI KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, kiralayanın eşinden ayrı olup bir süredir çocuğu ile anne ve babasında yaşamasını tahliye sebebi olarak değerlendirmiştir. Bu sebeple şartlar oluşmuşsa söz konusu duruma katlanması kendisinden beklenemeyecek olan kiralayan tarafından açılan ihtiyaç sebebiyle tahliye davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği ortaya konulmuştur.

“Davacı, taraflar arasında 16/06/2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesi bulunduğunu ancak eşinden ayrı olup çocuğu ile beraber bir süredir anne ve babasında yaşadığını bu durumun kendisine sıkıntı verdiğini, kiralanan taşınmazı tahliye etmesi için davalıya … Noterliği ‘nin 20/11/2014 tarih ve 39295 yevmiye nolu ihtarnamesini gönderdiğini ancak buna rağmen davalının taşınmazı tahliye etmediğini beyanla davalının tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında 16/06/2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesi mevcut olup davalı bu sözleşmeye karşı çıkmamıştır. Kira sözleşmesinde ilk dönem 16/06/2011-16/01/2012 sonraki dönemler ise her yılbaşı olarak belirlenmiş olup buna göre yeni dönem 01/01/2015 tarihinden itibaren başlayacak dönemdir. Davacı kiraya veren tarafından 20/11/2014 tarihinde keşide edilip 24/11/2014 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile ihtiyaç iddiası ve tahliye istemi davalı kiracıya bildirilmiştir. Bu itibarla davacı vekili tarafından 20/03/2015 tarihinde açılan dava süresinde olup mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.” (Yargıtay 3. HD., 2017/3224 E., 2017/15164 K., 02.11.2017 T.).

EVİN KONUM OLARAK DAHA İYİ OLMASI KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, her türlü ulaşım vasıtasının bulunduğu bir şehirde yalnızca uzaklık veya yakınlığın ihtiyaca etkili olarak kabul edilemeyeceğini değerlendirmiştir. Bununla birlikte, mahkeme tarafından yapılacak keşifle, dava konusu yer ile halen ikamet edilen yerin üstünlüklerinin araştırılması, ilçe merkezine uzaklıklarının ve gelişmişlik durumlarının değerlendirilmesi ve bu konuda uzman bilirkişiden denetime elverişli rapor alınması neticesinde ihtiyacın samimi olup olmadığının belirlenerek karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.

“Davacı halen ikamet ettiği yerin uzak olduğunu ve her türlü ihtiyacı karşılayacak düzeyde olmadığını ve kiralanan yerin kendilerine küçük geldiğini belirtmişlerdir. Her türlü ulaşım vasıtalarının bulunduğu bir şehirde uzaklık ve yakınlık ihtiyaca etkili olarak kabul edilemez. Halen davacıların ikamet ettiği yer ile dava konusu yerin üstünlüğü konusunda mahkemece bir keşif yapılmamıştır. Mahkemece mahallinde dava konusu yer ile halen ikamet edilen yerin mukayeseli keşfi yapılarak üstünlük vasıflarının araştırılması halen oturulan yerin ilçe merkezine uzaklığı ve gelişmişlik durumu üzerinde durulması bu konuda uzman bilirkişiden denetime elverişli rapor alınması, dava konusu yerin üstünlük vasfı belirlendiğinden davacıya halen ikamet ettiği TOKİ evlerindeki yerin kiracı davalıya oturması için teklif edip etmeyeceği sorulması ve sonucuna göre ihtiyacın samimi olup olmadığının belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.” (Yargıtay 6. HD., 2015/6614 E., 2015/9220 K., 02.11.2015 T.).

KİRALANAN EVİN ÇOCUĞUN OKULUNA YAKIN OLMASI KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, ev sahibinin mevcut ikametinden çocuğunun okuluna tek bir vasıta ile ulaşılamadığı, kiralanan konuttan ise tek bir vasıta ile gidilebildiği durumda ihtiyaç sebebiyle tahliye davasının kabulüne karar verilmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Buna gerekçe olarak ise ortaokul öğrencisi küçük bir kız çocuğunun kötü hava şartlarında duraklarda vasıta beklemesinin çeşitli sıkıntı ve tehlikelere sebep olacağı değerlendirilmiştir.

“Özel vasıta olmadıkça …’den …’ya tek bir vasıta ile imkânı yoktur. En az 2-3 vasıta değiştirilerek gelinebilir. …’ten …’ya okula ise tek bir vasıta ile gidilebilir. Hatta iyi havalarda yürüyerek dahi okula ulaşmak mümkündür. Ortaokul öğrencisi küçük bir kız çocuğunun kötü hava şartlarında duraklarda gerek vasıtaya binmek, gerekse aktarmalarda vasıta beklemek ve binebilmek için çekeceği sıkıntının düşünülmesi gerekir. Ayrıca yolda geçecek uzun zamanı ve kışın erken akşam olması nedeniyle meydana gelebilecek sıkıntı ve tehlikelerin de kız çocuğu bakımından göz önünde bulundurulması gerekir.” (Yargıtay HGK., 1987/6-542 E., 1988/1062 K., 23.12.1987 T.).

KİRALANANIN EKONOMİK OLARAK DAHA UYGUN OLMASI KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, ekonomik şartlar nedeniyle geçim sıkıntısı çeken ev sahibinin yaşadığı lüx daireyi kiraya vererek daha az masraflı kiralananda oturmak istemesini tahliye sebebi olarak kabul etmiştir. Böylece, ekonomik şartların zorunlu kılması nedeniyle lüks dairede oturmasının davacı için çekilmez hale geleceği değerlendirilerek şartların oluşması durumunda ihtiyaç sebebiyle tahliye davasının kabul edilmesi gerektiği ortaya konulmuştur.

“Davacı halen kendisine ait lüks bir dairede oturduğunu, 10.000-TL aylık genel gider ödediğini, üniversitede çocuklarının okuduğunu, ekonomik şartlar nedeniyle geçim sıkıntısı çektiğini, burayı kiraya vererek daha az masraf gerektiren kiralananda oturmak istediğini, böylece daha rahat bir yaşantıya kavuşacağını iddia etmiştir. Gerçekten davacının iddiaları doğru ise, genel olarak bu hususu bir ihtiyaç olarak kabul etmek gerekir. Zira ekonomik şartların zorunlu kılması nedeniyle davacının lüks dairede oturması kendisi için çekilmez hale gelmiş demektir.” (Yargıtay 6. HD., 1983/11588 E., 1983/11591 K., 22.11.1983 T.).

ASANSÖRSÜZ VE SOBALI EVDE YAŞIYOR OLMA KONUTTA TAHLİYE SEBEBİ MİDİR?

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, yaşlı olan ve asansörü olmayan sobalı bir evde ikamet eden ev sahibi tarafından açılan davada ihtiyaç iddiasının samimi ve zorunlu olduğunu değerlendirmiştir. Bu bakımdan kaloriferli binanın birinci katında yer alan kiralanan taşınmaz açısından ihtiyaç sebebiyle tahliye davasının kabul edilmesi gerektiği ortaya konulmuştur.

“1932 doğumlu davacının, halen kendisine ait ikinci katta bulunan asansörsüz ve sobalı evde ikamet ettiği, bodrum katta yer alan kömürlükten kömür taşımasına komşularının yardım ettiği, kiralananın ise kaloriferli binanın birinci katında yer aldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda ihtiyaç iddiasının samimi ve zorunlu olduğunun kabulüyle davanın kabulüne karar verilmesine…” (Yargıtay 6. HD., 2003/8731 E., 2003/8796 K., 08.12.2003 T.).

İHTARNAMEDEKİ SEBEPLE TAHLİYE DAVASINDAKİ SEBEBİN FARKLI OLMASI

Konutta tahliye sebebi midir? konusu açısından bir kararında Yargıtay, ihtarname içeriğindeki ihtiyaç sebebi ile dava dilekçesindeki ihtiyaç sebebinin farklı olmasının davacının samimi olmadığını göstermeyeceğini ortaya koymuştur. Bu nedenle ihtiyaçlı açısından gerekli şartların sağlanması durumunda ihtiyaç sebebiyle tahliye davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği ortaya konulmuştur.

“Davacı süresinde açmış olduğu iş bu dava ile kirada oturan kızının dava konusu taşınmaza konut olarak ihtiyacı olduğunu belirtmiş ve bu konuda dinlettiği tanıklarda kızının kirada oturduğunu ve hamile olduğunu bu nedenle işten ayrıldığını eşinin maaşının ancak kiraya yettiğini belirterek ihtiyacın samimi olduğunu beyan etmişlerdir. İhtiyaçlı davacının kızı olduğu ve halen kirada oturduğu dosyaya ibraz edilen nüfus kaydından ve … başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesinden anlaşılmaktadır. Öte yandan davacı ihtarname ile akdin yenilenmeyeceğini ifade ederek sözleşmenin yenilenmeyeceğine dair iradesini açıklamıştır. Davacı keşide etmiş olduğu ihtarname içeriğinde taşınmaza konut olarak kendi ihtiyacının bulunduğunu bildirmesi ve dava dilekçesinde kızının ihtiyacı olduğunu belirterek dava açması davacının samimi olmadığını göstermez. Bu nedenle ihtiyaçlı kirada olduğuna göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddedilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.” (Yargıtay 6. HD., 2007/3986 E., 2007/5158 K., 30.04.2007 T.).

Benzer yazılar için bkz.

https://hkavukatlik.com/kira-hukukunda-zorunlu-arabuluculuk/

https://hkavukatlik.com/tahliye-taahhudunun-iptali/

https://hkavukatlik.com/kira-tespit-davasi/

https://hkavukatlik.com/yuzde-25-kira-artisi/

https://hkavukatlik.com/kira-sozlesmesinin-bildirimle-feshi/

https://hkavukatlik.com/kira-alacaginin-uyarlanmasi/

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir