DOLANDIRICILIK SUÇU

DOLANDIRICILIK SUÇU NEDİR?

Dolandırıcılık suçu Türk Ceza Kanunu m.157 ve devam eden hükümlerde düzenlenmiştir. Bu kapsamda dolandırıcılık suçu “Malvarlığına Karşı Suçlar” kısmında düzenlenmiştir. İlgili düzenlemeye göre hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişi dolandırıcılık suçunun temel halini işlemiş olur. Dolandırıcılık suçunu işleyen kişilere bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası verilir. Kanunda düzenlenen dolandırıcılık suçunun nitelikli hallerinden birinin mevcut olması halinde bu ceza artırılır.

Bununla birlikte dolandırıcılık suçunu diğer mal varlığına karşı işlenen suç tiplerinden ayıran en önemli husus bu suçun aldatma temeline dayanmasıdır. Dolandırıcılık suçunda sadece malvarlığı zarar görmemekte kişinin iradesi de hileli davranışlarla yanıltılmaktadır. Dolayısıyla dolandırıcılık suçunda mağdurun veya suçtan zarar görenin irade özgürlüğü ihlal edilir.

“…Arsasını aynı mahallede bulunan başka bir arsayla takas etmeyi düşünen katılanın telefon numarasını öğrenen sanığın, kendisini Almanya’dan gelen işadamı olarak tanıtıp, takası istenen arsanın sahibi olduğunu, arsa ve 25.000 lirasının karşılığında takasa hazır olduğunu belirtip, söylem ve eylemleri ile güven telkin ederek, 5.000 lirası peşin, kalan 20.000 lirası ise tapu işlemlerinin yapılacağı gün verilmek üzere katılanla anlaşmaya vardığı, 5000 lirayı alan sanığın, tapu dairesine gidildiğinde gerçeğin ortaya çıkacağının bilinci içinde bu kez tapu işlemlerinin yapılacağı gün, kız kardeşinin öldüğü ve bu nedenle acilen paraya ihtiyacı olduğu şeklinde kurguladığı mizansenle katılanı inandırarak kalan 20.000 lirayı da katılandan aldığı, katılanın kendisine olan güvenini iyice pekiştirmek amacıyla da 25.000 lira değerinde senedi katılana vermesi şeklinde gelişen olayda; sanığın kendisini Almanya’dan gelen işadamı olarak tanıtması, kız kardeşinin öldüğü ve bu nedenle acilen paraya ihtiyacı olduğu şeklinde oluşturduğu mizansen ve katılanın kendisine olan güvenini iyice pekiştirmek ve denetleme olanağını ortadan kaldırmak amacıyla katılana 25.000 lira değerinde senet vermesi şeklindeki davranışları bütün halinde hileli olup, sanığın bu davranışlar sonucunda katılanı aldatarak kendisine yarar sağladığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçu yasal unsurları itibariyle oluşmuştur.

Bu itibarla, yasal unsurları oluşan dolandırıcılık suçundan sanığın cezalandırılmasına ilişkin yerel mahkeme hükmü ile bu hükmü onayan Özel Daire çoğunluğunun kararı isabetli olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir…” (Yargıtay Kararı – CGK., E. 2011/488 K. 2012/97 T. 13.3.2012)

DOLANDIRICILIK SUÇU TCK

Dolandırıcılık

Madde 157– (1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.

Nitelikli dolandırıcılık

Madde 158 (1) Dolandırıcılık suçunun;

  1. a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
  2. b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
  3. c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
  4. d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,
  5. e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,
  6. f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
  7. g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
  8. h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,
  9. i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,
  10. j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,
  11. k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,
  12. l) (Ek: 24/11/2016-6763/14 md.) Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle,

İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/19 md.; Değişik: 3/4/2013-6456/40 md.) Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.

(2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır

(3) (Ek fıkra: 24/11/2016-6763/14 md.) Bu madde ile 157 nci maddede yer alan suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.
Daha az cezayı gerektiren hal
Madde 159– (1) Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikayet üzerine, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

DOLANDIRICILIK SUÇUNDA KORUNAN HUKUKİ YARAR

Dolandırıcılık suçunda korunan hukuki yarar mülkiyet hakkı ve irade özgürlüğüdür. Dolandırıcılık suçu işlenirken hem malvarlığı zarar görmekte hem de mağdurun veya suçtan zarar görenin iradesi hileli davranışlarla yanıltılmaktadır. Dolayısıyla dolandırıcılık suçuyla mülkiyet hakkının ve irade özgürlüğünün korunması amaçlanmaktadır.

DOLANDIRICILIK SUÇU MADDİ UNSUR

1-      DOLANDIRICILIK SUÇUNDA FAİL KİMDİR?

Fail, suç teşkil eden eylemi gerçekleştiren gerçek kişidir. Dolandırıcılık suçunun faili herkes olabilir. Bununla birlikte dolandırıcılık suçunun faili, suçun temel şeklini anlatan Türk Ceza Kanunu’nun 157. maddesine göre hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişidir. Bununla birlikte hileli davranışı gerçekleştiren kişi ile yararına menfaat elde edilen kişinin aynı olmasına gerek yoktur. Bu kişilerin farklı olduğu durumlarda hileli davranışı gerçekleştiren kişi dolandırıcılık suçunun failidir.

2-      DOLANDIRICILIK SUÇUNDA MAĞDUR KİMDİR?

Dolandırıcılık suçunun mağduru herkes olabilir. Somut olayın özelliklerine göre mağdur belirlenecektir.

3-      DOLANDIRICILIK SUÇUNU OLUŞTURAN HAREKET

Dolandırıcılık suçunun temel şeklini oluşturan temel hareket Türk Ceza Kanunu m. 157’de ifade edilmiştir. Dolandırıcılık suçunu oluşturan hileli davranışın mağduru aldatabilecek, mağdurun iradesini etkileyebilecek ve mağdurun normal şartlar altında almayacağı bir kararı verdirtecek nitelikte olması gerekir. Fail tarafından gerçekleştirilen davranışlar mağdurun düşünsel faaliyetlerine etki ederek, mağdurda bir psikolojik körlük durumu meydana getirmelidir. Dolayısıyla bu ağırlıkta olmayan hileli davranışlar dolandırıcılık suçunu oluşturmayacaktır.

“..O halde dolandırıcılık suçunun unsurunu oluşturan hileli davranış şu şekilde tanımlamak mümkündür. Olaylara ilişkin yalan açıklamaların ve sarfedilen sözlerin doğruluğunu kuvvetlendirecek ve böylece muhatabın inceleme eğilimini etkileyebilecek yoğunluk ve güçte olması ve bu bakımdan gerektiğinde bir takım dış hareketler ekleyerek veya böylece var olan halden ve koşullardan yararlanarak, almayacağı bir kararı bir kimseye verdirtmek suretiyle onu aldatması, bu suretle başkasının zihin, fikir ve eylemlerinde bir hata meydana getirmesidir. Böylece dolandırılanın iradesi fesada uğratılmakta, sakatlanmaktadır…”( Yargıtay Kararı – CGK., E. 2011/420 K. 2012/249 T. 26.6.2012)

4-      DOLANDIRICILIK SUÇUNDA NETİCE

Dolandırıcılık suçu neticeli bir suçtur. Failin hileli hareketi sonucunda mağdurun aldatılmış olması ve mağduru veya başkasını zarara uğratarak kendisine veya bir başkasına yarar sağlanmış olmalıdır. Bu bakımdan dolandırıcılık suçu zarar suçudur. Fiilin işlenmesi sonucu ortaya bir zarar çıkmış olması gerekir. Zira salt mağdurun aldatılması dolandırıcılık suçunun oluşması için yeterli değildir. Bunun yanında zararın az ya da çok olması önemli değildir. Dolandırıcılık suçu sebebiyle oluşan zararın belli ya da belirlenebilir olması yeterlidir. Ayrıca oluşan zararın ekonomik nitelikte bir zarar olması gerekir. Önemle belirtilmesi gereken bir diğer hususta mal varlığı üzerinde oluşan zararla failin eylemi arasında nedensellik bağının bulunması gerektiğidir.

DOLANDIRICILIK SUÇUNDA MANEVİ UNSUR

Dolandırıcılık suçunun manevi unsuru kasttır. Dolandırıcılık suçu taksirle işlenemeyecek bir suçtur. Dolandırıcılık suçunun kastla işlenebilmesi için fail, suçun kanunî tanımındaki unsurları bilerek ve isteyerek gerçekleştirmelidir. Bu anlamda dolandırıcılık suçunun oluşması için fail, suçun kanunda belirtilen maddi unsurlarına yönelik kasten hareket etmelidir. Dolayısıyla fail yaptığı eylemlerin hileli ve bir kişiyi aldatmaya yönelik olduğunu bilmeli ve istemelidir. Ayrıca aldatılan kişinin veya başkasının zarara uğrayacağını ve bu sebeple kendisinin ya da başkasının haksız bir yarar sağlayacağını da bilmeli ve istemelidir. Ek olarak belirtilmelidir ki failin kastı dolandırıcılık suçunu işlemeden önce veya en geç suç anında mevcut olmalıdır. Dolandırıcılık suçu oluştuktan sonra failin kastının bulunması işbu suçu meydana getirmeyecektir.

“…Sanığın babası …’ın 1983 yılında vefat ettiği, vefatı nedeni ile sanığa yetim aylığı ve üvey annesi …’a da dul aylığı bağlandığı, sanığın eşinden de boşanması nedeni ile geçim sıkıntısı çektiği, yakınlarının araya girmesi ile üvey annesi olan …’ın 18/01/1984 tarihinde …. Noterliği’nden maaşını çekmesi hususunda sanığa vekaletname verdiği, sanığın da vekaletnameye dayanarak …’a ait dul aylığını aldığı, sanığın üvey annesi arasında sosyal ilişkilerinin kesilmesi nedeni ile vefatından haberdar olmadığı ve bu şekilde hesaba yatan parayı çekmeye devam ettiği, 2005 yılı Temmuz ayında olayı öğrenmesi üzerine bu tarihten itibaren dul aylığını bankadan almadığı olayda, dolandırıcılık suçunun kast unsurunun gerçekleşmediğinden bahisle sanığın beraatına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir…”( Yargıtay Kararı – 15. CD., E. 2015/3815 K. 2015/22663 T. 30.3.2015)

DOLANDIRICILIK SUÇUNUN HUKUKA AYKIRILIK UNSURU

Türk Ceza Kanununun ikinci bölümünde “Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler” şeklinde düzenlenmiş hallerden birinin somut olayda bulunması halinde hukuka aykırı bir fiil suç olmaktan çıkar. Bununla birlikte dolandırıcılık suçu için istisnai olarak Türk Ceza Kanunu m. 26/2’ de düzenlenen “rıza” unsuru bakımından ayrıca incelenmelidir. Bu kapsamda örneğin mağdur hileli davranışlarla fail tarafından yanıltılarak bu suç çerçevesinde işlenen eyleme rıza gösterdiği için bu rıza geçersiz olacaktır. Bununla birlikte hukuka uygunluk sebebi olarak gösterilen “”zorunluluk” hallerinde dolandırıcılık suçu işlenebilir.

“Sosyal güvencesi bulunmayan ve hamile olan sanık …’ın, doğum sancılarının başlaması üzerine, eltisi olan diğer sanık …’e ait yeşil kartı alarak … Devlet Hastanesi’ne gittiği, hastaneye sanık …’in yeşil kartı kullanılarak yatışının yapıldığı, sanık …’nın normal doğum ile bir kız çocuğu dünyaya getirdiği, sanık …’nın eşi olan sanık …’un da yeşil kartın kullanımına yardım ederek atılı suça iştirak ettiği, sanıkların bu şekilde üzerlerine atılı suçları işledikleri iddiasıyla yapılan yargılama sonucunda;

Sanık …’nın, sanık …’e ait yeşil karttaki fotoğraf ve kimlik bilgileri üzerinde herhangi bir tahrifat yapmadan hastaneye müracaat ederek belgeyi görevlilere ibraz ettiği, muayene için gelen kişilerin ibraz ettiği belgedeki kişi olup olmadığını denetleme görevi bulunan hastane görevlilerinin muayene edilen hastanın kimlik sahibi olmadığını basit bir inceleme sonunda anlayabilecek durumda oldukları, sanıkların bu durumun denetlenmesi imkanını ortadan kaldırıcı bir davranışlarının bulunmadığı ayrıca hamile olan ve olay günü doğum sancısı başlayan sanık …’nın, doğmak üzere olan bebeğini muhakkak bir tehlikeden kurtarma zorunluluğunun bulunduğu, hayati önemi haiz nitelikte bir tehlikeden korunmak, bu nedenle doğumunu gerçekleştirmek amacıyla başkasına ait yeşil kartın kullanılması şeklinde gerçekleştirildiği sabit görülen eylemlerin, 5237 sayılı TCK’nın 25/2. maddesinde tanımlanan zorunluluk hali kapsamında kaldığı anlaşılmakla; sanıklar hakkında dolandırıcılık suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı gerekçesiyle verilen beraat hükümlerinde bir isabetsizlik görülmemiştir.”(Yargıtay Kararı – 15. CD., E. 2013/30385 K. 2016/4656 T. 10.5.2016)

DOLANDIRICILIK SUÇUNUN CEZASI NEDİR?

Dolandırıcılık suçunun cezası somut olaya göre belirlenmektedir. Dolandırıcılık suçunun temel halinin işlenmesi durumunda bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası verilir. Dolandırıcılık suçunun Türk Ceza Kanunu m. 158’de sayılan nitelikli hallerinin bulunması durumunda fail hakkında üç yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Bununla birlikte Türk Ceza Kanunu m. 157’ de yer alan dolandırıcılık suçlarının, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır. Dolandırıcılık suçu bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenirse şikâyet üzerine, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

DOLANDIRICILIK SUÇU ŞİKÂYETE TABİ MİDİR?

Dolandırıcılık suçunun temel hali şikâyete bağlı değildir. Ancak bu suçun bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi hali şikâyete tabi kılınmıştır.

DOLANDIRICILIK SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ NELERDİR

Dolandırıcılık suçunun nitelikli halleri Türk Ceza Kanunu m. 158’de sayılmıştır. Dolandırıcılık suçunun nitelikli halleri bu suçun; dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle, kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle, kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle, basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında, serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle ve banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, sigorta bedelini almak maksadıyla, kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi ile işlenmesi halleridir.

Ayrıca kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi Türk Ceza Kanunu m. 158/1’ e göre cezalandırılır. Bununla birlikte dolandırıcılık suçunun temel halinin üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi durumunda verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.

DOLANDIRICILIK SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİNDE VERİLECEK CEZA NEDİR?

Dolandırıcılık suçunun Türk Ceza Kanunu m. 158’de sayılan nitelikli hallerinin bulunması durumunda fail hakkında üç yıldan on yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Bununla birlikte Türk Ceza Kanunu m. 157’ de yer alan dolandırıcılık suçlarının, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.

DOLANDIRICILIK SUÇUNUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ

DOLANDIRICILIK SUÇUNDA TEŞEBBÜS

Teşebbüs, suçun tamamlanması veya neticenin gerçekleşmesinin, failin elinde olmayan nedenlerle meydana gelmemesidir. Dolandırıcılık suçuna teşebbüs mümkündür. Failin hileli davranışları ile kişinin kandırılamamış olması veya yararın elde edilememiş olması hallerinde dolandırıcılık suçu teşebbüs aşamasında kalmıştır.

“…Fikir ve eylem birliği içinde hareket eden sanıkların, kendilerini tarikat mensubu olarak tanıtarak, çocuğunun olmadığını öğrendikleri müştekiye “yedi kapı dolaşıyoruz şeker topluyoruz, çocuğu olmayanlara çocuk olması için yardımcı oluyoruz”, sanık B.nin kucağında bebek olan diğer sanık F.yı göstererek “bak bunun da çocuğu olmuyordu ama siz çocuk sahibi yaptık” dedikleri, müştekiden yumurta ve bez isteyerek önceden hazırladıkları üzerinde Arapça harfler yazılı kağıt parçasını gösterip müştekiyi kırdıkları yumurtadan muska çıktığına inandırmaya çalıştıkları, müştekiye “avucunu aç falına bakacağız”, avucunu açınca da “senin 18 parça altının var” dedikten sonra sarf ettikleri bu söz ve sergiledikleri davranışlarla müştekiden ziynet altınlarını istedikleri, müştekin sanıkların yumurtadan çıktığını söyledikleri muskayı ceplerinden çıkardıklarını fark edince de “bizi melekler çağırıyor” diyerek evden ayrıldıkları olayda, sanıkların basit bir yalanı aşan, mağduru yanıltacak ve kandıracak yoğunluk ve güçteki sözleri ile planlayıp ustaca sergiledikleri hareketlerinin hileli davranış olarak kabulü gerektiğinden, hileli davranışlarla gerçekleşen, ancak tamamlanamayan eylemlerinin dolandırıcılık suçuna teşebbüsü oluşturacağı kabul edilmelidir. Aldatma aracı olarak kullanılan “tarikat mensubu olma, muska, fal, melek” vb. hususlarının dini inanç ve duygulara ilişkin olduğu, mağdurun dini inanç ve duyguları istismar edilerek irade özgürlüğü baskı altına alınmak suretiyle dolandırıcılık suçu işlenmeye çalışıldığından, sanıkların sabit kabul edilen eylemleri dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık suçuna teşebbüsü oluşturmaktadır…” (Yargıtay CGK. E. 2012/15-35 K. 2013/400 T. 01.10.2013)

DOLANDIRICILIK SUÇUNDA İÇTİMA

Dolandırıcılık suçunda zincirleme suç ve fikri içtima hükümlerinin uygulanması mümkündür. Dolandırıcılık suçu kapsamında failin hileli davranışlarla farklı zamanlarda aynı kişiyi aldatarak menfaat elde etmesi halinde zincirleme suç hükümleri uygulanabilir. Bununla birlikte farklı zamanlarda farklı mağdurlara yönelik hileli davranışlar söz konusuysa faile gerçek içtima hükümleri uygulanır.

İçtima hususunda bilinmesi gereken diğer husus fikri içtimadır. Fikri içtima aynı neviden fikri içtima ve farklı neviden fikri içtima olarak ayrılır. Failin gerçekleştirdiği tek bir eylemle birden fazla kişiye karşı dolandırıcılık suçunun işlemesine aynı neviden fikri içtima denir. Farklı neviden fikri içtima ise failin tek eyleminin birden fazla suç oluşturmasıdır. Fikri içtimaya örnek olarak failin sahte para ile diğer insanları aldatarak mağdurun zararına hareket edip kendisine bir yarar sağlaması hali verilebilir. Bu eylem unsurları varsa hem dolandırıcılık suçunu hem de parada sahtecilik suçunu oluşturacaktır. Bu halde farklı neviden fikri içtima uygulanarak sadece tek suçtan ceza alacaktır. Nitekim bu halde failin fikri içtima gereği parada sahtecilik suçundan dolayı ceza alması gerekir.

 “…Sanığın katılan …’a belirli bir makam sahibinden bahsederek ve o kişiyi tanıdığını söyleyerek, katılanı işe yerleştireceğinden bahisle, katılan …’dan 3500 TL para, yine …’ın sanık tarafından işe yerleştirileceğini bilen ve bu nedenle sanığa güvenen katılan …’dan da 2500 TL’lik kırtasiye malzemesi temin ettiği dikkate alınarak, eylemin TCK’nın 158/2 maddesi kapsamında kaldığı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşmek suretiyle basit dolandırıcılık suçundan hüküm kurularak eksik ceza tayini,

Kabule göre de,

Sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla kanunun aynı hükmünün birden fazla ihlal edilmesi suretiyle, gerek katılan …’dan gerekse …’ın kardeşi katılan …’dan aynı suç işleme kastıyla farklı tarihlerde menfaat temin etmesi karşısında, atılı dolandırıcılık suçu yönünden zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden 2 kez dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,

Bozmayı gerektirmiş…”( Yargıtay Kararı – 15. CD., E. 2017/27328 K. 2018/94 T. 9.1.2018)

DOLANDIRICILIK SUÇUNDA İŞTİRAK

Dolandırıcılık suçuna her türlü iştirak mümkündür. Dolandırıcılık suçu iştirak bakımından farklı bir özellik barındırmaz.

DOLANDIRICILIK SUÇUNDA AVUKAT

Dolandırıcılık suçunun söz konusu olduğu hallerde iyi bir avukatla çalışılması önemlidir. Avukatın ceza hukuku alanında tecrübesi olmalı ve gerekli bilgi birikimine sahip olmalıdır. Alanında yetkin ve donanımlı bir avukattan yararlanmak büyük bir fayda sağlayacaktır.

GENEL BİLGİLER

KASTEN DOLANDIRICILIK SUÇU

Kasten dolandırıcılık suçu ile ilgili hususta yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

DOLANDIRICILIK DAVASI

Dolandırıcılık davası ile ilgili hususta yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

DOLANDIRICILIK SUÇU TAKSİR

Dolandırıcılık suçu taksir ile ilgili hususta yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

DOLANDIRICILIK ŞİKÂYETE BAĞLI MI?

Dolandırıcılık şikâyete bağlı mı ile ilgili hususta yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK NE DEMEK?

Nitelikli dolandırıcılık ne demek ile ilgili hususta yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK ETKİN PİŞMANLIK

Nitelikli dolandırıcılık etkin pişmanlık ile ilgili hususta yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

DOLANDIRICILIK AĞIR CEZA

Dolandırıcılık ağır ceza ile ilgili hususta yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

DOLANDIRICILIK ASLİYE CEZA

Dolandırıcılık asliye ceza ile ilgili hususta yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

DOLANDIRICILIK GERÇEK İÇTİMA

Dolandırıcılık gerçek içtima ile ilgili hususta yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

DOLANDIRICILIK HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

Dolandırıcılık hakkında suç duyurusu ile ilgili hususta yukarıda yer verilen yazıda ayrıntılı değerlendirme yapılmıştır.

Diğer Makalelerimizi Buradan Okuyabilirsiniz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir